Avukat Bülbül’ün iddialarına göre Kanadalı Eldorado Gold şirketi tarafından işletilen ve on binlerce dönüme yayılan açık alandaki siyanürle altın üretimi, bölgedeki çevre ve insan sağlığına ciddi zararlar vermeye devam ediyor.
CEHENNEM ÇUKURU TEHLİKE SAÇIYOR
Özellikle, 12 köyün tam ortasında yer alan bu madenin, çevre için bir yıkım merkezi haline geldiği vurgulandı. Madende bulunan ve "cehennem çukuru" olarak adlandırılan 500 metre derinliğindeki devasa çukurun, her yağmur yağdığında yeraltı sularına metalik renkli sular karıştırdığı ve bu durumun doğaya ve insanlara büyük zarar verdiği ifade edildi.
Ormanların, bitki örtüsünün ve yaban hayatının yok olma noktasına geldiğini belirten Bülbül, bölgede yüzlerce hayvanın öldüğünü, düşük ve sakat doğumların yaşandığını aktardı. Ayrıca, tonlarca cevher içeren taş ve toprağın gelişigüzel yığıldığı alanların da ciddi risk oluşturduğu ifade edildi. Kışladağı Altın Madeni'nin genişlemeye devam etmesine rağmen, çevre savunucularının ve bölge halkının mücadelesi kararlılıkla sürüyor.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI VE HUKUK MÜCADELESİ
Kışladağı Altın Madeni ile ilgili hukuk mücadelesinin halen devam ettiğini belirten Av. Ekin Türkü Bülbül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) nisan ayında önemli bir karar aldığını duyurdu. AİHM, davacıların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmederek, davanın yeniden görülmesine karar verdi. Bu gelişme, çevre savunucuları ve bölge halkı için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bülbül, hukuki sürecin takipçisi olduklarını ve bu süreçte doğayı, insanları ve tüm canlıların haklarını savunmaya devam edeceklerini vurguladı. "Kışladağı için verilen mücadele, yalnızca bölge halkının değil, tüm doğa savunucularının ortak mücadelesidir" diyen Bülbül, yaşanan çevre tahribatının boyutlarına dikkat çekerek duyarlılık çağrısında bulundu.